Keloğlan Masalları: Kum Saati

Keloğlan Masalları

Keloğlan Masalları: Kum Saati, Uzun ve Huysuz gece yarısı ormanda pusuya yatmış ışık perisini beklemektedirler. İki ağacın arasına gerdikleri görünmez perdeye ışık perisi takılır. Sabah olduğunda onu çirkin cadı ve kara vezire götürürler. Cadı ışık perisinin kanatlarındaki hız tozunun peşindedir. Yaptığı iksire hız tozunuda katıp fare üzerinde test eder. Kara vezir hız tozunu cadıdan ister fakat cadı vermek istemez. Aralarında itişmeye başlarlar. Bu sırada ellerinden düşen iksiri Uzun yakalayıp önce kendine daha sonra da Huysuz'a sıkar.Bir anda o kadar hızlanmışlardır ki Cadı ve vezir yanlarında hareketsiz gibi kalmıştır. Fırsattan istifade ne var ne yok soyup kaçarlar. Cadı ve vezir ne olduğunu bile anlamazlar.

Bu sırada Keloğlan ve arkadaşları evlerinden getirdikleri yiyecekleri köy meydanında afiyetle yiyorlardır. Uzun ve Huysuz meydana öyle hızlı gelirlerki herkes adeta donmuş gibilerdir. Köylülerin paralarını, eşyalarını çocukların ellerindeki yiyecekleri göz açıp kapayana kadar alıp giderler. Hiç kimse ne olduğuna anlam veremez. Uzaktan Karakaçan'ın üzerinde kirpi prenses gelir. Bilgecan dedenin evinin soyulduğunu haber verir. Keloğlan arkadaşlarına evlerine gidip ailelerini uyarmalarını söyleyip Bilgecan dedenin evine gider. Bilgecan dede evinin önünde çaresiz beklemektedir. Keloğlan gelip ona bütün köyün soyulduğunu söyler. Bu sırada ışık perisi halsiz bir şekilde oraya gelir.

Cadı ve vezirin yaptığı herşeyi anlatır. Bilgecan dede vezir ve cadının hırsızlıkla işinin olamyacağını söyleyince, Keloğlan bu işi yapsa yapsa Uzun ve Huysuz yapar der. Bilgecan dede elinde iksir hazırlamak için malzeme kalmadığını bu yüzden Hızır dedeye gitmelerinin gerektiğini söyler. Uzun ve Huysuz çaldıkları herşeyi kendi barınaklarına getirirler. Çirkin cadı ve Kara vezir evin önünde saklanıp onları izler. Evden ayrıldıklarında oraya bir tuzak kurmaya karar verirler. İçeriye gidip askerlerle beraber donmuş gibi yapıp beklerler. Uzun ve Huysuz geldiğinde onları donuk bir vaziyette görür. İksirin etkisinin geçmediğini zannederler. Bu sırada askerlerden birinin pantolonu yırtılınca diğeri gülmeye başlar. Böylece Huysuz bunun numara olduğunu anlayıp iksiri kapar. Kara vezir onu elinden yakalayıp iksiri alır.

Keloğlan ve Bilgecan dede Hızır dedenin evinin önüne gelip ona seslenirler. Hızır dede bir anda arkalarında belirir. Bilgecan dede ona olup biteni anlatır. Keloğlan bu kadar yaşlı bir dedenin kendilerine nasıl yardım edeceğini merak eder. Bilgecan dede Hızır dededen kum saatini ister. Keloğlan onun ne işe yaradığını sorunca Hızır dede saati ters çevirir. Çevirmesiyle adeta zaman durur. O kadar hızlanmışlardır ki su damlaları bile akmıyor gibi görünür. Saatteki son kum tanesi düşünce eski hızlarına dönerler. Bilgecan dede saati ödünç ister. Hızır dede bunu kabul edip saati Keloğlan'a verir.

Kara vezir ve cadı iksir için tartışırken bir anda ellerinden kaybolur. Keloğlan oraya gelip kum saatinin yardımıyla hızlanıp iksiri kapmıştır. Biraz eğlenmek için oradan oraya kaybolur. Tam bu sırada iksir elinden kaçıp pencereden aşağıya düşer. Keloğlan hepsini bir güzel bağladıktan sonra Hızır dede ve Bilgecan dedenin yanına gider. Işık perisine iksirin düştüğünü söyleyip bunun için kendisinden özür diler. Hızır dede kum saatinin içindeki kumlardan biraz alıp perinin kanatlarına döker. Peri eski haline dönüp teşekkür edip oradan uzaklaşır.

Benzer Birkaç Keloğlan Masalları Hikayesi Daha!

Bu hikayeyi beğendiyseniz, neden koleksiyonumuzdaki diğer eğlenceli "Keloğlan Masalları" hikayelerden birini daha okumuyorsunuz: