Rafadan Tayfa: Masa Tenisi

Rafadan Tayfa Hikayeleri

Rafadan Tayfa Masa Tenisi bölümünde Rafadan Tayfa çocukları kendi futbol takımlarını kurmak için kolları sıvarlar. Önce yapılacaklar listesini hazırlayıp bi gözden geçirirler. Öncelikli olarak kale direkleri Rüstem ağabeyden temin edilecektir. Kırmızı beyaz forma hazırlanıp çoraplar mutlaka kırmızı olacaktır. Hayri her zamanki gibi müthiş fikirlerini söyleyip "kale ağları dantelden" olsun der.

Bu fikir arkadaşlarını bayağı bir güldürür. Kamil taktik üzerine henüz çalışmadık deyince, Hayri saha planını hazırlamaya başlar. Kaleye kardeşi Hale'yi geçirmek ister. Mert Hale bu fikri kabul eder mi sence diye sorar. Hayri kendinden emin, siz o işi bana bırakın der. Hayri'nin oyun planını dinleyerek yollarına devam ederken, kendi futbol sahalarının üzerine koyulmuş tenis masasını görünce şaşkına dönerler.

Çocuklar masanın etrafına toplanıp incelemeye başlarlar. Hayri masayı yemek masası zannedip akşama mahallede ziyafet olduğunu düşünüp hayallere dalar. Mert öyle bir şey olsaydı mutlaka bizim de haberimiz olurdu der. Bu sırada Kamil ve Hayri masayı iki ucundan tutup kaldırmak isterler. Mert bunu yapmalarına müsaade etmez. Masanın sahibi gelinceye kadar ona dokunmamalıyız der. Kamil ve Hayri futbol oynamak istemektedir. Bunun üzerine Mert bir çözüm bulur. Cebinden çıkardığı üç tane bozuk parayı masaya bırakıp bununla oynayalım derler. Bozuk paraları birbirinin arasından geçirip gol atmaya çalışırlar. Aralarında düzenledikleri ufak turnuvayı Hayri kazanır. Her şeyi olduğu gibi sevinci de abartan Hayri koşmaya başlar. Hayri sevincini yaşarken Hale ve Sevim ellerinde kutularla oyun sahasına gelirler.

Kutulardan çıkardıkları küçük fileyi masanın ortasına gererler. Raket ve topu da çıkarıp masa tenisi oynamaya hazırlanırlar. Onları seyreden Rafadan Tayfa bu sahada biz futbol oynayacaktık bu da nereden çıktı derler. Hale ve Sevim bu saha hepimiz için bizim de burada hakkımız var derler. Kamil ve Hayri futbol oynamak için tutturunca aklı selim bir çocuk olan Mert oylamaya sunalım der. Uzaktan Akın'ın geldiğini gören Hayri çoğunluk olduklarını düşünüp oylamayı kabul eder. Akın gelip arkasından yedek raketleri çıkarınca onun hangi taraftan olduğunu anlayıp hayal kırıklığına uğrar. Kendi aralarında ortak bir karar verip bir gün masa tenisi bir gün futbol oynayacaklardır. Akın ve Sevim masa tenisi oynarken gerisi bankta oturup onları seyrederler.

Masa tenisinde pek iyi olmayan Kamil'e Sevim oynamayı öğretir. Daha sonra sırayla hepsi oynamaya başlar. Başta itiraz eden Hayri bile eğlenmeye başlamıştır. Öyle ki herkes yorulup oturduğunda Hayri hala top sektirmektedir. Konu bir anda tekrar futbola gelince Hayri Hale'ye takımın kalecisi olmasını teklif eder. Hale ben bunu biraz düşüneyim der. Hayri Hale düşünürken yeniden masa tenisi oynamak ister. Kim benimle oynamak ister diye sorunca arkadan Basri amca ben der. Hayri Basri amca karşısında başarılı olacağını düşünüp oyuna başlar. Çocuklar bu maç kaçmaz deyip masanın etrafına toplanırlar. Basri amca kimsenin ummadığı kadar iyi bir oyuncu çıkar. Oyunun sonunda Hayri'yi alt edip evine döner. Çocuklar şaşkın şaşkın arkasından bakarken Basri amcanın bu kadar iyi bir oyuncu olacağı aklımıza gelmezdi derler.