Keloğlan Masalları: Altın Balık
Keloğlan Masalları: Altın Balık, arkadaşları Keloğlan'ın evine gelip derede balık tutmaya gitmek için ikna etmeye çalışırlar. Keloğlanların evinde tek bir olta vardır. O da babasının yadigarıdır. Keloğlan onu almasına annesinin izin vermeyeceğini bilir. Yinede arkadaşlarının ısrarı üzerine söyler. Tabi ki annesi izin vermez, üstüne üstük bir de kızar. Arkadaşları korkuyla kaçarlar. Diğer taraftan Huysuz ağacın altında uyuklarken Uzun heyecanla gelip onu uyandırır.
Tüm mahallelinin balık tutmaya gittiğini, derede altın balığı olduğunu söyler. Huysuz bunun bir rivayet olduğunu düşünür ve önemsemez. Uzun kendi başına gitmeye karar verir. Arkadaşları dere kenarında beklerken Keloğlan elinde olta ile gelir. Oltayı annesinden gizli almıştır. Hep birlikte balık tutacakları için çok sevinirler. Biraz ileride Bilgecan dede oltasını atmış çimlerde uyukluyordur. Bunu gören Keloğlan onu uyandırıp balıkların yemini yiyip kaçtığını söyler. Bilgecan dede keloğlana kızar çünkü amacı balık tutmak değil sessiz bir ortamda kafa dinleyip, biraz uyumaktır. Uyandırıldığı için de kızıp gider. Tam bu sırada Sinek ve ekibi gelir. Yine Keloğlan ve arkadaşlarına sataşır balık tutmada ona meydan okur. İki grup arasında tartışma çıkar. Balık tutmaya çalışan köy ahalisi gürültüden balıkları kaçırdıkları için hepsine bir kızar. Aralarında balık tutma yarışması yapmaya karar verirler. Üçe kadar sayıp oltalarını atarlar. Yavaş yavaş kovalar dolmaya başlar. Tam bu sırada örgülü derede altın balığı görür. Hepsi heyecanlanır. Onları uzaktan izleyen Uzun haber vermek için Huysuz'un yanına koşar. Duydukları karşısında Huysuz'un gözleri parlar. O balık bizim olmalı der. Bunun için plan yapmaya başlarlar.
Çarşaftan canavar kostümü yapıp köylüleri dere kenarından kaçırıp altın balığı yakalamayı düşünürler. Uzun gidip bir evden çarşaf çalar. Bu sırada Keloğlan ve Sinek'in takımları balık tutmaya devam etmektedir. Sinek Keloğlan'ın kendilerden çok balık tuttuğunu görünce yine bir entrika düşünür. Arkadaşı Tomurcuk'a sen onları orada ben hallederim der. Tomurcuk oltasını Balkız'ın oltasının üzerine atar ve ipleri karışır. Keloğlan ve diğerleri ipleri açmak için yanlarına giderler. Sinek gizlice gidip Keloğlan'ın oltasının üzerine basar ve kırar. Oltasının kırıldığını gören Keloğlan çok üzülür. Keşke annemin sözünü dinleseydim diye hayıflanıp durur. Tam bu sırada canavar kostümü giyen Huysuz ve Uzun dereye atlayıp balık tutanların yanına gelirler. Canavarları gören herkes korkuyla kaçar. Keloğlan ve arkadaşları bu canavar numarasına pek inanmazlar ve bu durumu danışmak için Bilgecan dedeye giderler. Huysuz yüzme bilmediği için biraz su yutmuştur. Köylüler kaçınca karaya çıkarlar Uzun onu kendine getirir.
Köylülerin bıraktığı balıkları gören Uzun karnı doyacağı için çok sevinmiştir. Tam bu sırada sırtında bir şeylerin kımıldadığını hisseder. elini atıp çıkardığında bunun altın balık olduğunu farkederler. Biraz saf olan Uzun zaten yeterince balığımız var der ve onu dereye atar. Bunu gören Huysuz'un gözleri ayrılır sinirden Uzun'u kovalamaya başlar. Keloğlan oltasını Bilgecan dedeye gösterir. Bilgecan dede oltayı onarıp eski haline getirir. Bu sırada çocuklar arkadan yaklaşmakta olan canavarı görürler. Hepsi korkudan kalakalır. Bilgecan dede canavar kostümünü kaldırınca altından küçük bir kedi çıkar. Yarışmayı kaybettiklerini düşünen çocuklar üzülürler. Fakar Kara yarışma akşam bitiyor hala vaktimiz var deyince Bilgecan dede özel yaptığı balık yemlerini çocuklara verir. Köylüler ve çocuklar avlanma yerine dönüp kaldıkları yerden balık tutmaya devam ederler. Günün sonunda Sinek ve ekibi üç buçuk kova Keloğlan ve ekibi ise dört kova balık tutarlar. Yarışmayı Keloğlan'ın ekibi kazanır.
Benzer Birkaç Keloğlan Masalları Hikayesi Daha!
Bu hikayeyi beğendiyseniz, neden koleksiyonumuzdaki diğer eğlenceli "Keloğlan Masalları" hikayelerden birini daha okumuyorsunuz: