Keloğlan Masalları: Bilgecan Dede'nin Sırrı
Keloğlan Masalları: Bilgecan Dede'nin Sırrı, Keloğlan ve arkadaşları ellerindeki haritayı takip ederek Bilgecan dedenin gerçek dünyadaki evini bulurlar. Bir ağaca oyulmuş olan ev köydekinin aynısıdır. Çocuklar içeriye girip dedeyi beklemeye başlarlar. Saatlerce bekledikten sonra kara nasanın üzerinde bir mektup bulur. Mektup Bilgecan dedeye gelmiştir. Mektubu küçük bir kız göndermiştir. İçinde "Bilgecan dede kedim misketi kaybettim lütfen onu bulurmusun" yazıyordur. Çocuklar Bilgecan dedenin küçük kızın yanında olabileceğini düşünüp zarfın arkasındaki adrese gitmeye karar verirler.
Bu sırada dışarıda Uzun ve Huysuz onları gizlice izlemektedir. Saati çalıştırıp küçük kızın evine giderler. Uzun ve Huysuz'da peşlerinden gider. Diğerleri çatıda beklerken Keloğlan ve Kara borulardan kayıp aşağıya inerler. Camdan içeriye bakıp küçük kızı görürler. Küçük kız mutsuz bir şekilde oturmaktadır. Kara anlaşılan Bilgecan dede daha kediyi bulamamış der. Diğerleri de yanlarına gelince küçük kıza yardım etmeliyiz diye konuşurlar. Onları uzaktan dinleyen Uzun ve Huysuz yine konuşulanları yanlış anlayıp altınlardan bahsediyorlar zannederler. Çocuklar bahçede kediyi ararken üzerinde Misket yazan kedinin tasmasını bulurlar. galiba ona yaklaştık deyip ilerlerler. Az ileride bir kanalizasyon ızgarası görüp içine bakarlar. Bu sırada kanalizasyonta bir deliğe sıkışan kediyi Bilgecan dede çıkarmaya çalışmaktadır. Kedi oradan kurtulup ızgaradan çıkıp gider. Bir anda kanalizasyon su dolmaya başlar. Bilgecan dede bulduğu bir tahta parçasına çıkıp suda sürüklenmeye başlar. Çocuklar ızgaranın başında içeriye bakarken birden kedi çıkar. Kara dengesini kaybedip kanalizasyona düşerken Sivri ayaklarından yakalar.
Başı aşağıda olan Kara Bilgecan dedeyi görüp arkadaşlarına söyler. Keloğlan Kızlardan kendisini aşağıya sarkıtmasını ister. O da sarkınca Bilgecan dedeyi aşağıdan yakalayıp kurtarırlar. Bilgecan dede çocukları gördüğü için çok sevinir. Balkız bunca zamandır neredeydin ne yapıyordun dede der. Bilgecan dede hepsini anlatırım ama önce kediyi küçük kıza teslim edelim der. Bu sırada Bilgecan dedeyi gören Uzun sevinçle koşup boynuna sarılır. Huysuz arkasından gelip altınlar nerede, hepsi benim der. Keloğlan ne altını, altın falan yok deyince Huysuz ağlamaya başlar. Uzun onu teselli etmek için boynuna sarılır. Kediyi sahibine teslim edip eve dönerler. Keloğlan neden köye dönmedik diye sorunca Bilgecan dede artık köye dönemem der. Çocuklar neden diye sorar. Dede bir sandığı açıp içindeki yüzlerce mektubu gösterir. Bunlar çocuklardan gelen mektuplardır. Bütün bu çocuklara yardım etmeliyim der. Keloğlan çocuklar seni nereden tanıyor diye sorunca Bilgecan dede anlatmaya başlar. Kaza geçiren küçük bir kıza yardım ettiğini söyler. Kızın etrafına toplanan gazeteciler seni kim kurtardı deyince küçük kız oradaki Bilgecan dedeyi gösterir.
Gazeteciler onun resmini çekip heryerde yayınlarlar. Gazetelerde otobüslerde şehrin her yerinde Bilgecan dedenin resmi vardır. Bilgecan dede anne babaları unuttu ama küçük çocuklar beni unutmadı o yüzden onlara yardım etmeliyim der. O anlatırken Huysuz bir anda Keloğlan'ın elinden saati kapar. Keloğlan almaya çalışınca saati Uzun'a fırlatır. Uzun onu yakalayamaz ve yere düşüp kırılır. Çocuklar eyvah burada kaldık diye bağırırlar. Bu sırada dışarıdan bir gürültü gelir. Kara Vezir robotla birlikte gelmiştir. Artık dünyayı ele geçirmenin zamanı gelmiştir der.
Benzer Birkaç Keloğlan Masalları Hikayesi Daha!
Bu hikayeyi beğendiyseniz, neden koleksiyonumuzdaki diğer eğlenceli "Keloğlan Masalları" hikayelerden birini daha okumuyorsunuz: