Maşa'nın Korku Hikâyeleri: Canavarlar ve Onlardan Korkanların Gerçek Hikâyesi

Korktuğumuz durumlarda genelde hep şöyle deriz: mesela, "canavar çok korkunç bir kabus gördüm ben! ayy çok korkuyorum" ama şimdiye kadar hiç kimse gerçek bir canavar görmedi. Ama bir çocuk hariç, gelin size hikayesini anlatayım:

Canavarlar ve Onlardan Korkanların Gerçek Hikâyesi

Evvel zaman içinde herkes tarafından terk edilmiş bir traktör fabrikası varmış. Hikayedeki çocuk oyuncak traktörünün kepçesini kaybetmişti. Ve o eski fabrikada başka bir kepçe bulacağına inanıyordu.

Maşa'nın Korku Hikâyeleri

Bir gün öğle uykusundan sonra, büyükler onu görmüyorken fabrikaya doğru yola çıktı. Çocuk duvara tırmanarak duvarı aştı ve karşısında terk edilmiş bir eski bina buldu.

Maşa'nın Korku Hikâyeleri

Çoğu direğin ve bacanın uçları gitmişti ve bütün camlar kırıktı. Nerdeyse hiç ışık yoktu, kırık kulenin minik peceresinden gelen loş ışık hariç.

Maşa'nın Korku Hikâyeleri

Çocuk kuleye çıktı ve oradaki odada masada oturmuş aynaya bakan aşırı çirkin bir canavar gördü. Canavar bir kürk giymişti. Canavar kendisine baktı ve bir boya rulosuyla dudaklarına ruj sürdü. Bu durum tek kelimeyle ifade edilebilirdi. Korkunç! Çocuk korkudan hıçkırdı.

Maşa'nın Korku Hikâyeleri

Ve bu hıçkırık o kadar çok ses çıkardı ki canavar ürktü. Boya rulosunu havaya attı ve yuttu, çocuk ise korkudan merdivenlerden yuvarlandı ve düştü.

Çocuğun anlayamayacağı şekilde rütubetli ve kendisini zemin altı bir yerde buldu. Etrafa bakındı ve aman tanrım karşılıklı iki canavar kasaların üzerine oturuyordu. Aralarında ise traş olmayı unutmuş ve tulum giymiş bir adam, önlerinde kablo toplamak için ahşaptan bir bobin vardı. Ve bu ahşap bobini üzerine vurmak için kullanıyorlardı.

Maşa'nın Korku Hikâyeleri

Çocuk çok korkmuştu, çok korkunç bir görüntüydü. Pulları, balık kafası ve yılan kuyruğu olan canavar aniden bobine vurdu ve yüksek bir sesle balık diye kükredi. Diğer canavar ise hortumunu eşarpmış gibi omuzunda taşıyan canavar yani o kadar iğrenç bir şekilde gülmeye başladı ki, çocuğun saçından kara fatmalar tepiniyormuşçasına tüyleri diken diken oldu.

Canavarlar adamı havaya kaldırıp bir anda anlına vurmaya başladılar. Çocuk tarif edilemez bir korkuyla oradan kaçmaya başladı ve bu sefer de kendisini atölyede buldu. Etraf sessizdi ve hava kararmaya başlamıştı. Uzaktan da bir damlama sesi geliyordu.

Maşa'nın Korku Hikâyeleri

Bir yerlerde damla damla su akıyordu. Atölyenin ortasında ise kuru kafa türlü türlü kemiklerle bedenli bir taht vardı. Üstünde de bir kral oturuyordu. Kralın kabuğu vardı. Elinde de bir lazer kılıcı tutuyordu. Çocuğu fark ettiğinde önce çok şaşırdı ve sonra şeşil suratı şekilden şekilde girdi. Birden bire bütün ışıklar yandı ve ince bir ses bağırmaya başladı. "Stop stop! Nerden çıktı bu saf çocuk ve neden kadrajımıza girdi? Bu şartlar altında film çekemem, kestik ara veriyorum!" Kameraman yukarıdaki platformdan yavaş yavaş aşağıya indi. Kral ise lazer kılıcını bir köşeye fırlatıp "yine mi ara veriyoruz? Sabahtan beri elli kere ara verdik" dedi.

Maşa'nın Korku Hikâyeleri

Meğer o gün fabrikada film çekiliyormuş.. Çocuk bunu koca bıyıklı adam onu dışarıya götürdükten sonra anladı. Yani canavarların hepsi oyuncuymuş, gerçek canavar değilmiş. Meğer rol yapıyorlarmış. Eee bu durumda da ben niye korkayım ki! Sevgili arkadaşım kitaplardaki ve filmlerdeki canavarlar gerçek değil, hepsi kurgu, hayal gücü ürünü hiç korkmayın onlar sizi incitemez. Eğer gerçek bir canavar görmek istiyorsan büyütecini al ve büyüteçle bir sineğe yakından bakmayı dene bakalım.